“James ve Oğulları” adlı ilk şemsiye dükkânı 1830’da açıldı ve halen Londra’da 53 New Oxford Street’de bulunmaktadır #şemsiye #jamesveoğulları #londra #53NewOxfordStreet #ilkşemsiyedükkanı #ilkşemsiye #semsiye #dükkan #1830 #umbrella #oxford #yağmurşemsiyesi #güneşşemsiyesi #jamessmith #sons
Parasol – İtalyan.. İlk kullanım dönemlerinde “parasol” denilen (para=durdurmak, sol=güneş anlamında) şemsiye 1700-1725 tarihlerine aittir. İpek, pamuk, metal ve ahşaptan yapılmıştır. #ipek #şemsiye #umbrella #parasol #Italian #İtalyan #özcanşemsiye #semsiye #tarih #bilgi
Sizlere bir önerimiz var,
Artık şemsiyenizi kendiniz tasarlayabilirsiniz. Şemsiyelerinizi kendi zevkinize göre istediğiniz gibi şekillendirebilirsiniz. Neon geometrik baskılarla şemsiye tasarımınızı nasıl yapacağınızı anlatacağız.
Bunu için gerekli malzemeler : Maket bıçağı,cetvel,su geçirmez boya, şablon sünger,karton ve şemsiye.
İlk olarak istediğiniz şablon desenini belirleyin ve kartonunuzun üzerine çizin (Şemsiyenizin üzerinde artık boyayı önlemek için çevresinde ekstra boşluklar bırakın). Ardından maket bıçağı yardımıyla şablonları kesin.Gerekli şablon sayısı şemsiyenizin ve deseninizin boyutuna bağlı olarak değişmektedir. Her şablonu atmadan önce 3 kez kullanabilirsiniz ve 8 kalıp oluşturabilirsiniz. Şablonlarımız hazır olduğuna göre şemsiyemizi tasarlamaya başlayabiliriz. Şablonlarımızı elimize alarak şemsiyenin üzerine yerleştiriyoruz. Şablonunuzun üstüne gelerek istediğiniz yeri yavaşça boyuyoruz. Boyama işlemini bölüm bölüm boyarsak daha iyi bir sonuç alırız. İlk olarak bir şablonluk alanı boyuyoruz. Tüm şablonlar bittikten sonra kuruması için bir kenara koyuyoruz. İşte kendi tasarım şemsiyeniz hazır. Şemsiyeniz daha eğlenceli hale geldi değil mi? Artık sizde aileniz ve sevdikleriniz için kendi tasarladığınız şemsiyeleri yapıp hediye edebilirsiniz.
ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı tarafından işletmesi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne verilen dünyaca ünlü İztuzu Plajı’nda sezon hazırlıklarına başlandı. Plaj şemsiyelerinin bir kısmı yerleştirilirken, kafeterya, duş ve tuvaletler de hizmete açıldı. Şezlongların konulması için Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin onayının beklendiği ileri sürüldü. Tur operatörleri başta olmak üzere otel işletmecileri ve bölge esnafı bu gelişmeler karşısında memnun olurken en kısa sürede şezlonglarında konulması için imza kampanyası başlatacaklarını bildirdi. Turizm sezonunu başlamasına rağmen düne kadar İztuzu Plajı’na şemsiye konulmaması, duş, tuvalet ve kaferyaların kapalı olması turizmciler, tur teknesi işletmecileri ve turistlerin tepkilerine neden olmuştu. Konunu ulusal basında ve internet sitelerinde haber olmasın ardından plajın işletmecisi olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İztuzu Plajı İktisadi Şirketi, harekete geçti. Plajın daha önceki işletmecisi olan Dalyan Belediyesi Günübirlik Turizm Hizmet İşletmeleri ve Tesisleri Ticaret Anonim Şirketi (DAL-BEL) tarafından bir yıllığına bedelsiz olarak kiralanan malzemeler arasındaki 570 plaj şemsiyesinden 290’ı yerlerine konuldu. Tuvalet, duş ve kafeteryalar da hizmete açıldı. Buradaki tesislerde görev yapacak personel alımı da yapıldı. Plaj şemsiyeleri konulmasına rağmen sezlongların yerleştirilmemesi ise dikkati çekti. Plaja gelen turistler şemsiyelerin altına şezlong olmadığı için havlularını sermek zorunda kaldı. Deniz Kaplumbağaları Araştırma Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi (DEKAMER) Müdürü Prof. Dr. Yakup Kaska’nın plajın geçmiş yıllardaki kullanılan bölümüne şezlong yerleştirilmesinin deniz kaplumbağaları için bir engel teşkil etmediğini belirten bilimsel raporunu bakanlığa sunmasına rağmen, bu konuda henüz bir gelişme yaşanmaması ise dikkati çekti. Sezlonlar için Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin onayının beklendiği ileri sürüldü. Tur operatörleri başta olmak üzere otel işletmecileri ve bölge esnafı bu gelişmeler karşısında memnun olurken en kısa sürede şezlongların da konulması için imza kampanyası başlatacaklarını bildirdi.
Sağanak yağmurda yürümek zorunda kaldığımız zamanlar şemsiyeler hepimiz için kurtarıcı oluyor. Ancak birçok şemsiye sağanak yağmur altında suyu bünyesinde hapsediyor ve bizi yağmurdan korusa bile bunu yeteri kadar iyi yapamıyor. Şemsiyelerimizi kapatırken üzerinde oluşan su damlalarını hepimiz fark ediyoruz veya yağmur altında şemsiyemizin saçaklarından düşen damlalara bakıp rahatsız oluyoruz. Bu durumu çözmek için yola koyulan Japon tasarımcı Kazuya Koike, mümkün olan en yoğunluklu kumaştan bir şemsiye tasarladı.Tasarım yağmur damlalarını bünyesinde barındırmıyor ve tıpkı sert bir zemine dökülen su gibi damlacıklar şemsiyenizin üzerinden kayıp gidiyor. World Party firması tarafından üretilen bu şemsiyelerin bir diğer özelliği de diğer şemsiyelere oranla oldukça hafif olması. Bu şemsiyeler sadece su geçirmemekle kalmayıp güneşin zararlı UV ışınlarını da %99 oranında başarıyla engelleyebiliyor. Ayrıca yüksek yoğunluklu yapısı sayesinde su damlacıklarının içinde bulunabilecek olan tozları da bizden uzakta tutuyor ve bu tozların şemsiye üzerinde leke yapmasına izin vermiyor. Kolay katlanabilir özelliği ve çok çeşitli renk seçenekleriyle satışa sunulan bu şemsiyeler, Japonya’da oldukça popüler.
ABD’nin Kaliforniya eyaletinde profesyonel sporcu Erik Roner’in yüzlerce metre yükseklikteki bir tepeden şemsiyeyle atlaması, izleyenlerin yüreğini ağzına getirdi. Görüntülerde gayet soğukkanlı ve sakin görünen Roner, bir anda kendini metrelerce yükseklikten aşağı bıraktı. Belirli bir mesafe yol aldıktan sonra paraşütünü açan Roner, başarıyla yere inmeyi başardı.
Yaklaşık 100 kişinin rengarenk şemsiyelerle kansere dikkat çektiği etkinliğe, Halk Sağlığı Müdürü Murat Özdemir de katıldı. Çevresel faktörlerin etkisiyle kanserden ölümlerin arttığını ve ilk sıraya yerleştiğini söyleyen Özdemir, “Kansere karşı bilinçlenelim, sağlıklı yaşamı tercih edip kendimizi koruyalım diye şemsiyemizi açtık” dedi.
Yaşam şeklinin düzene sokulması, sağlıklı beslenmeye özen gösterilmesi ve Sağlık Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği tarama programlarına katılarak kanser oranlarının azaltılabileceğini kaydeden Murat Özdemir, tütün ve obeziteyle mücadelenin de kanserde önemli yeri olduğunu açıkladı.
Çinli bir mucit alışılmışın oldukça dışında bir şemsiye üretti. Bildiklerimizden çok farklı bir görünüme sahip olan bu şemsiye aynı bir vantilatör gibi çalışarak başınızın üstünde bir hava akımı yaratıyor ve bu sayede ıslanmanıza engel oluyor.‘Kickstarter.com’ sitesi üzerinden toplanan bağışlarla geliştirilen ‘havalı şemsiye’ henüz geliştirme aşamasında ancak şimdiden ön sipariş verilebiliyor. Fiyatı 118 dolar olan bu şemsiyenin 3 farklı tipi var. ‘Air umbrella’ adı verilen bu şemsiye sağanak yağış olmadığı durumlarda iki kişiyi, çok hafif yağmurda ise daha fazlasını ıslanmaktan kurtarabiliyor. 24 Ekim’e kadar bağış yapılabilecek olan yeni nesil şemsiye projesi 10 bin dolar hedefiyle yola çıkmış ancak şimdiden 25 bin doların üzerinde para toplamış. Ancak bu şemsiyenin olumsuz bazı özellikleri eskileri aratacak cinsten. İlk olarak ‘havalı şemsiye’nin şarjı sadece 30 dakika dayanıyor. Ayrıca kalabalık bir caddede yürürken bu şemsiyeyle yanınızdan geçen insanları ıslatma olasılığınız çok yüksek. Sesli çalışan şemsiyenin mucidi Chuan Wang, bunun yağmur sesinden daha yüksek olmadığını iddia ediyor.
Şemsiye, 2015 yılının Aralık ayında piyasaya çıkacak.
İlk şemsiye kullanımına Mezopotamya’da rastlanır. Güneşten korunmak amacıyla kullanılan ilk şemsiyelerden sonra m.ö. 1200 yıllarında eski Mısır’da koruyucu bir niteliği olduğuna inanılan şemsiye, Roma kültürüne Mısır’dan geçti. Yapımında yaprak ve papirüslerin kullanıldığı şemsiyenin kullanımı Eski Yunan kültüründe de görülür. Yağmura karşı ilk kullanımın Çin’de olduğu bilinmektedir. Kağıttan yapılan şemsiyeler reçinelenerek su geçirmez yapılmış ve yağmurdan korunmak amacıyla kullanıldı. 16. yüzyıl sonlarında batı dünyasında yaygınlaşan şemsiye; Fas’lı gezgin ve yazar Janas Hanway (1712-1786) tarafından Londra’da kullanılarak aksesuarın tanınmasını sağladı. Bu süreçte İngiliz burjuvazisi tarafından “Hanway” olarak adlandırıldı.
İlk zamanlarda bir çeşit yağla kaplanarak su geçirmezliği sağlanan şemsiyeler, çok dayanıklı olmamakla birlikte giderek kullanımının artmasıyla daha dayanıklı modeller üretilmeye başlandı. Seri üretimine 1830 yılında Londra’da “James Smith and Sons” şirketinde başlanan şemsiyelerin saplarının yapımında balina kemiği ve ahşap tercih edildi. 1852’de Samuel Fox adlı bir üreticinin çelik tel kullanmasıyla değişik modellerin üretimine başlandı.
Copyright © 2025 Özcan Şemsiye – Blog
